“`html
Sudan’da Hava Saldırısı: 19 Sivil Hayatını Kaybetti
Sudan’da, ordunun gerçekleştirdiği bir hava saldırısında 19 sivilin hayatını kaybetmesi, ülkenin iç savaşındaki trajediyi bir kez daha gözler önüne serdi. 25 Ekim 2023 sabahı, çocuk yaşta bir çocuk olan Ahmed, Omdurman’daki Umm Bedda çarşısında ailesi için ekmek almak üzere evden çıkarken, ansızın yaşanan patlamalarla karşılaştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kasım 2023 tarihli bir raporunda, Sudan ordusunun hava saldırılarının ardından, aralarında beş çocuğun da bulunduğu 19 sivilin can verdiğini duyurdu. Olay sırasında yaralanan Ahmed, BBC’ye verdiği bir demeçte, “Çocukların bedenlerini tezgahların arasında gördüm. Burada silahlı kimse yoktu, sadece bizler vardık.” diyerek yaşadığı dehşeti dile getirdi.
Bu durum, yaşanan savaşın ilk örneği değil; 15 Nisan 2023’te Sudan ordusu komutanı General Abdülfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) lideri Muhammed Hamdan Dagalo (Hamidti) arasında patlak veren iç savaşın korkunç görüntülerinden yalnızca biridir.
Dünya genelinde barış çağrıları yankılanırken, bu girişimler çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanıyor. Ordu, savaşa devam etme konusunda ısrarcı olurken, HDK ise barış girişimlerine daha olumlu cevap verme eğiliminde görünüyor. Ancak her iki taraf da bu iç savaşta insanlar üzerinde derin psikolojik ve sosyal etkiler bırakıyor.
Barış Çabaları ve Sürekli İhlaller
Sudan’da çatışmaların patlak vermesiyle birlikte birçok ateşkes teklifi yapılmasına rağmen, ordu genellikle bunlara direniyor. Mayıs 2023’te Suudi Arabistan ve ABD’nin destek verdiği Cidde Bildirgesi, tarafların sivilleri koruma taahhüdünde bulunmasını öngörüyordu; ancak ordu kısa sürede ateşkesi ihlal etti.
AFP’nin diplomatik kaynaklardan aktardığına göre, “Ordu taahhütlerine rağmen hava saldırılarına devam etti.” Eylül 2023’te Afrika Birliği’nin arabuluculuk teklifi ordu tarafından geri çevrildi ve 2024 yılında Cenevre’deki müzakerelere katılmayı da reddetti. New York Times ise, “Ordu müzakereler için temsilci göndermedi.” ifadesini kullandı.
Bu süreçteki gerilimin arkasında, ordudaki radikal unsurların etkili olduğu iddiaları öne çıkıyor. Sudan War Monitor’ün raporuna göre, “Radikal dinci gruplar, Burhan’a ateşkesi reddetmesi için baskı yapıyor.” France 24 ise, Burhan’ın aşırılıkçıların etkisi altında olduğunu belirtti.
Bunların yanı sıra, aşırı gruplarla ilişkili Bera bin Malik Tugayı’nın sivillere karşı rastgele saldırılar düzenlediği ortaya çıktı. Bu durum, ordunun kararlarının radikal bir gündemle şekillendiğini gösteriyor.
HDK lideri Hamidti ise, Ocak 2024’te Reuters’e yaptığı açıklamada “Şartsız bir ateşkese hazırız.” diyerek pozitif bir yaklaşım sergiledi. HDK, Cidde Bildirgesi ve 2024 Hayat Kurtarma ve Barışı Güçlendirme Girişimi’ne bağlı kalacaklarını açıkladı. Bu durum, Crisis Group tarafından “HDK, birçok kez ateşkese uydu.” şeklinde vurgulandı. Birleşmiş Milletler, Aralık 2024’te HDK’nın kontrollü bölgelerde insani yardım koridorları sunduğunu bildirdi; ancak HDK de insan hakları ihlalleri ile suçlanıyor.
İnsani Felaket ve Sivil Toplumun Rolü
Uluslararası Af Örgütü, Nisan 2024’te Sudan ordusunun Darfur’da kimyasal silahlar kullandığını belirtti. Şubat 2024’te BM ise, ordunun rastgele hava saldırıları sonucu yüzlerce sivilin öldüğüne dikkat çekti. Bu insani çatışmalar, ordunun barış çabalarını reddetmesiyle daha da derinleşiyor. 12 Kasım 2023’te el-Faşir’deki bir hastane saldırıda yapıldı; bu saldırıda üç doktor hayatını kaybetti. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) bu durumu “Milyonlarca insanı sağlık hizmetlerinden mahrum bırakan bir savaş suçu” olarak nitelendirdi.
BM, Ekim 2024’te Sudan’daki durumu “dünyanın en büyük yerinden edilme krizi” olarak tanımladı. Bugüne kadar, 14 milyon insan, yani ülke nüfusunun %30’u evlerini terk etti. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Aralık 2024’te 30 milyon insanın yardıma ihtiyaç duyduğunu; 638 bin kişinin ise açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Dünya Gıda Programı (WFP), Şubat 2025’te bütçenin yalnızca ihtiyaçların %5’ini karşıladığını bildirdi.
Gelecek: Umut mu, Umutsuzluk mu?
Sivil toplum grupları, özellikle Özgürlük ve Değişim Güçleri (FFC), ordu ile HDK arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Sudan Tribune’ye göre Khalid Omar Yusuf, “HDK’nın sivil yönetime bağlı kalma taahhüdü, vizyonumuz ile örtüşüyor.” dedi. Direniş Komiteleri’nden Tehani Abbas ise, “HDK, sivilleri koruyor ve müzakerelerde bulunuyor, ordu sadece savaşıyor.” açıklamalarında bulundu.
Bu tutum tam olarak bir ittifak olmasa da, HDK’nın daha ılımlı tavrı sivil gruplardan destek almasına neden oldu. Trends Araştırma Merkezi’nden Muhammed Emin, HDK’nın sivil geçiş süreçlerine yönelik pragmatik bir dil kullandığını, ordunun ise daha radikal bir tavır sergilediğini belirtti.
Uzmanlar, Sudan’daki barış çağrılarının ordu tarafından engellendiğini, HDK’nın ise daha açık bir yaklaşım sergilediğini vurguluyor. Ancak bu trajedinin sona ermesi, uluslararası aktörlerin baskısına bağlı. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin rolü, ateşkesin sağlanmasında ve gerçek bir siyasi sürecin başlamasında büyük önem taşıyor. İran gibi bölgesel güçlerin durumu olumsuz etkilemesi göz önüne alındığında, uluslararası müdahalenin artırılması Sudan’daki krizin çözümünde kritik bir faktör olabilir.
“`
More Stories
Adıyaman’da Park Halindeki Araç Yandı
Xuelong 2, Yeni Zelanda’da Güverte Açtı
İBB soruşturmasında iki belediye başkanı da gözaltında